|
Kuraklık o yıl, New Jersey’in yemyeşil çayırlarını kahverengine
çevirmiş ve tüm New Jerseylilerin gurur kaynağı yüzyıllık dev ağaçların
yapraklarının zamanından önce dökülmesine neden olmuştu.
Kuraklığın kırküçüncü gününde, küçük bir kentin yoksullar mahallesinden geçen
Tom Greenfield adlı genç bir tarım uzmanı, tozlu yolda bir kova suyu
sürüklercesine taşıyan yaşlı bir kadına rastladı.Otomobilinin camını indirdi ve
yaşlı kadına seslendi: “Sizi gideceğiniz yere kadar götürebilir miyim, bayan?”
Yaşlı kadın teşekkür etti ve bir kilometre kadar geride kalan evini işaret etti:
“Zaten şu kadarcık bir yoldan geliyorum” dedi ve yüz metre ötedeki
dev bir meşe ağacını göstererek “Zahmet etmenize gerek yok...” dedi.
“Iki üç adımlık yolum kaldı. ”Greenfield, kadının bir kova suyu ne yapacağını
merak etti. Onu arkasından izledi. Yaşlı kadının, zorlukla taşıdığı kovayı
bahçenin uzak bir köşesindeki büyük meşe ağacına kadar sürükleyip,
sonra da kovadaki suyla meşe ağacını suladığını görünce, hem hayran kaldı,
hem de şaşırdı. Yanına yaklaştı ve sordu: “Bu ağacı sulamak için mi
o bir kova suyu bir kilometre öteden taşıdınız? Güçlükle kaldırdığınıza göre
kova galiba çok ağırdı.” Yaşlı kadın, genç adama gülümseyerek baktı.
“Tam 81 yaşımdayım. Bu ağaç ise, yaşamdaki tek dostum.
Küçük bir kızken arkadaş olmuştum onunla. Şimdi hiçbiri yaşamayan
tüm arkadaşlarımla bu ağacın çevresinde, bilseniz ne oyunlar oynadık,
onun gölgesinde nasıl dinlendik... Bu ağaç kurursa ne yaparım, ben?
”Tarım uzmanı genç adam, yüzyıllık dev meşe ağacına uzun uzun ve
dikkatlice baktı. Deneyimli gözü, ağacın giderek kurumakta olduğunu görmekte
gecikmedi. Yaşlı kadın, meşe ağacıyla arkadaşlığını anlatmayı sürdürdü:
“Annem beni dövdüğü ya da azarladığı zaman bu ağaca tırmanırdım,
onun kollarına sığınırdım” dedi. “Nişanlım, parmağıma nişanı ağacın altında taktı.
Benim için böylesi anılarla dolu olan bu ağaç için, bir kilometre öteden
bir kova su taşımamı gerçekten çok mu görüyorsunuz?”
Yaşlı kadın ertesi gün elinde su kovasıyla yine meşe ağacına giderken,
ağacın çevresinde beş altı işçinin çalışmakta olduğunu gördü.
Kovayı yere bıraktı ve işçilere doğru koşarak “Bırakın ağacımı” diye bağırdı.
“Dokunmayın benim ağacıma...” Işçilerin başındaki adam kasketini çıkardı
ve yaşlı kadınısaygıyla selamladı: “Ağacınıza kötü bir şey yapmak için değil,
onu kurtarmak için geldik, hanımefendi” dedi. “Ağacınızın köklerinin
çevresinde kanallar açtık ve onları tankerimizin deposundaki suyla doldurarak,
ağacınızı bol bol suladık.” Yaşlı kadın su tankerinin üzerinde yazılı olan
“Greenfield Fidanlığı” adına takıldı. “Fakat ben sizi çağırmadım ki?” dedi.
“Kim gönderdi sizi buraya?” Adam, saygılı tavrıyla yanıt verdi:
“Bizi buraya gönderen kişi, adını söylemedi efendim” dedi.
Yaşlı kadın, yeterli suya kavuşan arkadaşı meşe ağacının altında durdu
dün sohbet ettiği genç adamı anımsamıştı, işçilerin tek tek ellerini
sıktıktan sonra uzaklaşan kamyonun arkasından yaşlı gözlerle baktı.
www .allahkerim .net
|